Can Atalay’ın durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bir görev taksimi yapmış Anayasa’mız. Eğer kanun yolu incelemesi yaparak Yargıtay sürecinden geçmiş bir kesin hükmü siz bireysel başvuru yoluyla denetlerseniz işte o zaman yetki karmaşası ortaya çıkıyor. Bağlayıcılık bakımından bakılırsa Yargıtay’ın kararları da bağlayıcı” dedi. Yeni yargı paketiyle de ilgili konuşan Tunç, “Bakan Tunç, “Bütün mahkemelerde temyiz ve itiraz sürelerinin yeknesak hale getirilmesini sağlıyoruz. ‘Tebliğ mi tefhim mi’ bunu da ortadan kaldırarak, tebliğden itibaren başlayacak ve 2 haftalık süre diyoruz. Burada yeknesak bir uygulamayı getirmek istiyoruz” diye konuştu.
Adalet Bakanı Tunç, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen bölgedeki programları kapsamında bulunduğu Adıyaman’ın Besni ilçesinde, TRT Haber’in canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Adalet Bakanı Tunç, milletvekilliği düşürülen TİP’ten milletvekili seçilen ve Gezi Parkı davasından 18 yıl hapse mahkum edilen Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AYM kararını uygulamayan Yargıtay kararları arasındaki görüş farkına ilişkin, her iki yüksek mahkemenin de Anayasa’yı yorumlama yetkisinin bulunduğunu dile getirdi.
TIKLAYIN – 8. Yargı Paketi’nde son durum ne, ne zaman yürürlüğe girecek?
Anayasa’nın bireysel başvuruyla ilgili bazı maddelerinin uygulamada bazı sorunlara yol açtığını söyleyen Tunç, şöyle devam etti:
“Bireysel başvuruyla ilgili Anayasa’nın 148. maddesinde, ‘Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruyla kanun yolu incelemesi yapamaz’ diye bir hüküm var. Adliye mahkemelerinden gelen kararların son inceleme merci Yargıtay, idari yargıdan gelen kararların son inceleme yeri ise Danıştay’dır. Bir görev taksimi yapmış Anayasa’mız. Eğer kanun yolu incelemesi yaparak Yargıtay sürecinden geçmiş bir kesin hükmü siz bireysel başvuru yoluyla denetlerseniz işte o zaman yetki karmaşası ortaya çıkıyor. Bağlayıcılık bakımından bakılırsa Yargıtay’ın kararları da bağlayıcı.”
Bakan Tunç, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın da yüksek mahkeme olduğunu, yıpratılmamaları gerektiğini belirterek, “Yetki karmaşasının ortadan kaldırılması gerekiyor. Burada takdir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde” dedi.
TIKLAYIN – Kurtulmuş’tan AYM açıklaması: Arsa komşusu ihtilaflarının da ele alındığı sürece geldi, yargı yükünü çözecek yer siyaset
8. Yargı Paketi
Tunç, 8. Yargı Paketi’nin taslağının hazır olduğunu, yerel seçimlerden önce yasalaşmasını ümit ettiğini bildirerek, şunları söyledi:
“8. Yargı Paketimizin taslağını Meclis grubumuza ilettik. Orada tartışmalar, konuşmalar devam ediyor. Milletvekillerimiz çalışıyorlar ve teklif aşamasına gelmek üzere. Yaklaşık 70 maddeyi buluyor. Özellikle yargının etkinliğini, yargı hizmetlerinin etkinliğini arttırmaya yönelik önemli düzenlemeler var. Yine ceza adaletiyle ilgili önemli düzenlemeler var. İnşallah Meclis seçim için ara vermeden önce görüşülüp yasalaşacağını ümit ediyoruz.”
Daha önceki 7 pakette temel hak ve özgürlükleri öne alan, yargı hizmetlerinin etkinliğini arttıran önemli mevzuat düzenlemelerinin hayata geçirildiği söyleyen Tunç, pakette temyiz ve itiraz sürelerine ilişkin tekliflerinin de bulunduğunu bildirdi.
Bakan Tunç, “Bütün mahkemelerde temyiz ve itiraz sürelerinin yeknesak hale getirilmesini sağlıyoruz. ‘Tebliğ mi tefhim mi’ bunu da ortadan kaldırarak, tebliğden itibaren başlayacak ve 2 haftalık süre diyoruz. Burada yeknesak bir uygulamayı getirmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş’tan açıklamalar TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Can Atalay‘ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili, “Geçmiş dönemlerde de bu şekilde doğrudan mahkemenin, Yargıtay’ın kararıyla düşürüldüğü vakalar var. Burada tamamen usule uygun bir süreç işletilmiştir. Kararın Meclis’te okutulması ile TBMM seyahati arasında en ufak bir bağlantı yoktur. Anayasa gereği kesinleşmiş bir yargı hükmünün Meclis’te okunması gerekiyor” dedi. Meclis’te bir ilk yaşanmış ve AYM’nin Atalay’la ilgili iki kez hak ihlali kararı vermiş olmasına rağmen Genel Kurul’da Yargıtay’ın AYM kararına uyulmaması yönündeki kararı okunarak milletvekilliği düşürülmüştü. Ancak bu işlemde usul hatası olmadığını ifade eden Kurtulmuş, AYM’nin vereceği karara dikkat çekerek, “Bu bir milletvekilliğinin düşürülmesi değil, milletvekilinin düşmesidir. Farklı bir süreçtir. Bir oylama yapılmamıştır. Milletvekilleri el kaldırıp indirmemiştir. Bir fezleke yoktur. Meclis’in bilgilendirilmesi yoluyla düşmesi sözkonusudur. Anayasa Mahkemesi ne karar verecektir, göreceğiz” diye konuştu. “Can Atalay’ın kimliğini bir tarafa bırakarak konuşmak gerekirse. Hakikaten az görülür bir mesele ortaya çıktı” diyen Kurtulmuş, iki yargı kurumu olan AYM ve Yargıtay arasında “içtihat, görüş farklılıkları ortaya çıktığını, bu nedenle yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyleyerek, “Türkiye’de anayasa değişikliğine hayati ihtiyaç vardır. 12 Eylül Anayasası erkler arasındaki tanımları zaman zaman muğlak hale getirerek, bazı potansiyel tartışma alanları bünyesinde barındıran anayasa” dedi. “15 Temmuz’da hedef haline gelmiş devlet kendini korur” AYM’nin kararına uyulmamasını ve akabinde Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesini anayasaya darbe olarak yorumlayan muhalefeti de eleştiren Kurtulmuş, “‘Anayasa darbesi’ demek maksadını aşan, biraz da lüzumsuz yaklaşım. Anayasa zemini TBMM’dir” dedi. Kurtulmuş, “TBMM bu anlamda hele hele Türkiye bölücü örgütlerle mücadele ederken, çevresi terör ağlarıyla kuşatılan bir ülke olarak, 15 Temmuz’da doğrudan hedef haline gelmiş devlet olarak tabii ki kendisini korur” diye konuştu. |