Türk un üreticileri, yüksek kapasite ve rekabet gücüyle birçok farklı pazarda öne çıkarken, Güney Amerika coğrafyasında sağlanan başarı, ABD’li buğday üreticilerini rahatsız etti. Pazar hakimiyetini Türk sanayicilere kaptırmak istemeyen ABD’li üreticiler, oluşturdukları dernek vasıtasıyla uluslararası mahkemelerde Türk üreticiler aleyhine davalar açtırıyor. Aynı zamanda pazardaki diğer üreticilere vergi uygulanmazken, Türk üreticilere vergi yükü getiriliyor. Son dönemde önemli başarı sağlanan Venezuela pazarında ihtiyacın büyük bölümünü Türk üreticiler karşıladı.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu’nun (TUSAF), 18’incisini 15-18 Şubat tarihleri arasında Antalya’da düzenlediği kongrede sorularımızı cevaplandıran Genel Başkan Haluk Tezcan, Türk sanayicilere uygulanan yıldırma politikasını da değerlendirdi. Tezcan, açılan davaların en önemli sebebini, ABD’nin buğday sattığı ülkelere Türkiye’nin un ihraç ederek pazarda söz sahibi olması olarak gösterdi. Şu ana kadar yargılandıkları hiçbir davayı kaybetmediklerini belirten Haluk Tezcan, “Un deyip geçiyoruz ama yok zamanında önemi ortaya çıkıyor. Un sektörü olarak gidiyoruz ama ardımızdan makine sektörü geliyor. Laboratuvarı, gıda mühendisi, teknik personeli olmayan fabrika kalmadı. Un üretiminde adım adım her safhasında raporlayabiliyoruz” açıklamasını yaptı.
Un fiyatlarının dengeli gitmesi gerektiğini ifade eden TUSAF Başkanı Haluk Tezcan, “Buğday alım fiyatı 8.3 TL idi. Bu yıl 9.5-10 TL olabilir. Destekler hariç” dedi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) özelinde eldeki buğday stokuna ilişkin soruları da cevaplayan Tezcan, “Buğdayı çiftçiden iyi fiyatla alıp tüketiciye iyi fiyatla satılması ve devletin de zarar etmemesi olumlu. Enflasyonla mücadeleye en büyük desteği veren sektörüz. Kârlılığımız çok düşük. Devletimizle de iş birliğimiz devam ediyor” diye konuştu.
Türkiye’de buğday olunca yani TMO’nun deposu dolu olunca ihracatçının da pazarlık gücünün yüksek olduğunu anlatan TUSAF Başkanı, “Buğday aldığımız ülkelerle elimiz güçlü olup daha uygun fiyata ham madde alınıyor. Böylece un ihracatına da yansıyor. O noktada ihracat, içerdeki maliyetleri kompanse edebiliyor” bilgisini verdi. Tezcan, şunları aktardı: “2023, ülkemiz için rekorlar kırmayı başardığımız bir yıl oldu. Ekim alanlarımızdaki artışın yanı sıra son yedi yılın en yüksek üretimi olan 21.5 milyon tona ulaştık.”