Latin Amerika’da geçen hafta oldukça hareketli geçti.
Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte’nin yolsuzluk suçlamasıyla evinin basılmasının yankıları sürerken, bir başka baskın Ekvador’da yaşandı.
Bir yandan çetelerle mücadele için operasyonları genişleten Ekvador’da, Meksika Büyükelçiliği’ne silahlı güçlerce baskın düzenlendi.
Yolsuzlukla suçlanan ve başkent Kito’daki Meksika Büyükelçiliği’ne sığınan Ekvador’un eski başkan yardımcısı Jorge Glas’ı gözaltına almak için düzenlenen bu operasyon, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri krize soktu.
Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador, bu “diplomatik saldırının” hem uluslararası hukuku çiğnediğini hem de ülkesinin egemenliğini ihlal ettiğini söyledi ve karşı atağa geçti.
KOLOMBİYA YASAL KORUMA İSTEYECEK
Ekvador hükümetinin Başkanı Daniel Noboa, Glas’ın, hakkındaki yolsuzluk suçlamaları nedeniyle sığınma hakkına tabi olamayacağını söylese de uluslararası hukuka göre büyükelçilikler, temsil ettiği ülkelerin egemenliği altındaki topraklar olarak değerlendiriliyor.
Bu nedenle büyükelçilik baskınının uluslararası hukuku çiğnediğine vurgu yapılıyor.
Sonuç olarak Meksika, Ekvador ile diplomatik ilişkileri süresiz askıya aldı ve elçilik personeli ülkeye döndü. Ancak bu kriz iki ülke arasında kalmadı.
ABD ve Birleşmiş Milletlerin yanı sıra diğer bölge ülkeleri de tavırlarını belirten açıklamalar yaptı.
Solcu başkanların yönetimindeki Brezilya ve Kolombiya ile aşırı sağcıların liderliğindeki Arjantin ile Uruguay, sığınma talep eden Glas’ın tutuklanmasını sert şekilde eleştirdiler.
Hatta Kolombiya lideri Petro, bu baskını “barbarlık” olarak adlandırdı ve Glas için yasal koruma talep edeceğini belirtti.
Bolivya ise Ekvador büyükelçisini çağırdı.
CAN GÜVENLİĞİNDEN ENDİŞE EDİLİYOR
Ağır silahlı askerler eşliğinde büyükelçilikten havaalanına götürülen Glas, ülkenin en büyük şehri olan Guayaquil’deki yüksek güvenlikli bir hapishaneye götürüldü.
Güney Amerika basınına göre avukatı Sonia Garcia, eski başkan yardımcısının tecrit altına alındığını ve bunun Glas’ın güvenliğine yönelik bir tehdide işaret ettiğini açıkladı. Garcia, müvekkilinin La Roca Gözaltı Merkezi’nde 48 saatten fazla bir süre iletişim kuramadığını söyledi.
Yolsuzluktan iki kez hüküm giyen Glas, aralık ayında siyasi sığınma talebinde bulunduğundan beri Kito’daki büyükelçilikte saklanıyordu.
Bir yandan Ekvador, diğer yandan Kolombiya ve Bolivya, Amerikan Devletleri Örgütü çerçevesinde olağanüstü toplantı talebinde bulundu. Glas, hapisten çıkmak için bir “habeas corpus” dilekçesi, yani tutukluluğunun hukuka uygun olup olmadığına ilişkin bilgi isteyen bir mektup sundu.
CEZAEVİNDE ÖLDÜRÜLMESİNDEN KORKUYORLAR
Glas’ın avukatları, müvekkilinin öldürülmesinden korkuyor.
Avukat Garcia, geçen yıl suikaste uğrayan cumhurbaşkanı adayı Fernando Villavicencio’nun failleri olduğu iddia edilen kişilerin Ekvador’daki cezaevlerinde öldüğünü hatırlattı.
Glas’ın gözaltına alınması olayını “kaçırılma” olarak tanımlayan avukatları, hayatının tehlikede olduğunu belirterek, tüm yaşananlardan Ekvador Devlet Başkanı Noboa’yı sorumlu tutuyor.
Avukarı ayrıca Glas’ın, fiziksel bütünlüğüne karşı acımasız bir saldırının hedefi olduğunu öne sürdü ve “Uluslararası toplumu uyarmalıyız çünkü Jorge Glas tehlikede” dedi.
Yerel basına göre davanın aciliyetine dikkat çeken avukatlar, Ekvador cezaevi sisteminde katliamlar ve yargısız infazlarla karakterize edilen şiddet ve isyan tarihini dikkate alıyor. Bu bağlamda Garcia, müvekkilinin maruz kaldığı “savunmasızlığı” vurguluyor.
“POLİSLER YETE YATIRIP DÖVDÜ”
Garcia, tutuklanma sırasında Glas’ın dövüldüğünü açıkladı ve şu detayları anlattı: “Polis memurları odasına girmiş, onu yere yatırmış, bağlamış ve sırtına, bacaklarına ve başına vurmuşlardır. Ayrıca elleri de ezilmiştir.”
Güney Amerika basınındaki en güncel bilgiye göre Jorge Glas, sağlığının bozulması üzerine Guayaquil’deki askeri hastaneye nakledildi.
Savunma ekibi de ulusal ve uluslararası topluma yaptığı açıklamada, Glas’ın maruz kaldığı insan hakları ihlallerini kınadı.
Ayrıca br kez daha Glass’ın şiddet kullanılarak ve yasadışı bir şekilde uzaklaştırıldığı için hayatının tehlikede olduğunu bir kez daha tekrarladı.
Avukatlar, temyizin işe yarayacağına dair umutları olmadığını, ancak uluslararası düzeyde tüm ulusal yolların tüketildiğini göstermek için sunulması gerektiğini söylüyor.